4 Mayıs 2018 Cuma

"La Forza Del Destino" yani "Kaderin Gücü" İZDOB Sahnesinde

Dinlerin bir müddet sonra yok olacağını ve sanatın din olarak algılanacağını savunan pek sevdiğim bir sosyolojik tez var. Bu benim için çokta geçersiz sayılmaz aslında özellikle sanatı üretemeyen ama tüm ibadetlerini sanata hayranlık göstererek gerçekleştiren huzuru sanatta bulan biri olarak... Bu durumda sanat benim için çok tanrılı bir din ve Verdi en saygı duyduğum peygamberlerden ne de olsa opera ibadetin en yüksek şekli benim için...


Mevzu bahis Verdi operası olunca da boynum kıldan ince."La Forza Del Destino" yani "Kaderin Gücü" çok yönlü ve çok güçlü bir eser. Örneğin librettoyu bilerek deneyimlerseniz konuyu anlarsınız ama müziği içselleştirmeden asla ama asla bütünü kavrayamazsınız. Tekniğe yorum yapmak haddim değil ama bu eserin tamamen duyguyu geçirmek üzere yaratıldığı bariz bir gerçek.Mevzu çok kasvetli çok karanlık ve Verdi'nin bu kasveti dağıtma çabası çok etkileyici. Kasvet dağıtıcılarımız Preziosilla ve Melitone'un işi ise epey zor...Bu kasvetin ortasına bir opera buffa temasıyla dalıyor Melitone ki bu birden fazla sanat dalını harmanlayıp içselleştirip sahnede sergilemek demek! Benim favori karakterim olan Preziosilla'yı canlandırmak demek ise çok usta bir ses tekniğine sahip olmanız demek öyle her yiğidin harcı değil kanımca :)



 İşin libretto tarafına bakınca sırf bu iki karakter ve temsil ettikleri üzerine bile derin bir felsefi ve sosyolojik tartışma başlatabilirsiniz aslında. Hatta işi abartıp savaşı,dostluğu,düşman sandıklarımızın başka koşullarda nasıl da canımızdan kanımızdan olduklarını fark edip bir aydınlanma da yaşayabilirsiniz ... Mesele "kaderin elinde oyuncak olmak" üzerine olunca serde de bu asilik olunca hatta ruhsal derinleşme çalışmalarında teslimiyeti bir türlü beceremeyen kabullenmeyen ve bu yüzden ilerleme kaydedemeyen biri olunca bünyede kaşıntıya da sebep olmuyor değil :) Karakterlerin yerine kendinizi koyup duyguyu yaşamak yerine bir sinir durumu içinde olmayı engelleyen mucizevi şey ise müziğin muhteşemliği işte çünkü zihin müziğe kayınca "vay canına!" efekti de arkasından koşarak geliyor...
Verdi'nin özellikle koro bölümleriyle konuyu kapatıp imzasını attığını düşündüğüm bu güzeller güzeli eser İzmir Devlet Opera ve Balesi farkıyla 5/12/14 Mayıs tarihlerinde bizlerle... Söylemeden de duramayacağım özellikle 5 Mayıs't ki temsili kaçırmayın derim benden söylemesi ;)