4 Ekim 2015 Pazar

RIGOLETTO

Nasıl güzel uyandım bugün ... Nedeni tabiki de dün akşamki muhteşem prömiyer...
‪#‎Rigoletto‬ dramatik yapıyı muhteşem karakter uygulamaları ile yansıtan çarpıcı bir opera. Verdi, Victor Hugo'nun "Kral Eğleniyor (Le Roi S'amuse)" isimli ortlama tiyatro oyununu müzikal değeri tartışmasız bir başyapıta dönüştürmüş. Soylulardan nefret eden onları alaya alıp kışkırtıp rezil eden bir kambur soytarının çok itici olabilecekken kızına duyduğu derin sevgi karşısında ne yapacağınızı şaşırdığınız sevsem mi nefret mi etsem ikileminde kaldığınız ve hep masumlar mı ölür diye eserin sonunda ağlamamak için kendinizi zor tuttuğunuz bir eser Rigoletto... Siz zor tutabilirsiniz ben esirgemedim bir kaç damla yaşı 😢 Öyle bir eser ki; soprano,mezzo-soprano,bariton seçimleri karakterler üzerine o kadar güzel oturtulmuş ki italyanca bilmeye ya da alt yazıları takip etmeye ihtiyacınız kalmıyor seslerin size hissetirdikleri ile karakterleri "cuk" diye oturtuyorsunuz kafanızda... Örneğin eserdeki kiralık katilin adının "sparere" yani silah boşaltmak ve "fucile" silah anlamına gelen kelimerin birleşmesiyle oluşmuş Sparafucile olduğunu bilmenize gerek kalmıyor o bas ses bunu size zaten veriyor... Bu benim opera tutkum nedeniyle italyanca sevdasına dönüşmüş halime çare olmadı tabi o italyanca öğrenilecek bu ayrıntılar yakalanacak hale gelecek arkadaş!!! Rigoletto'nun konusu nedeniyle sansür sıkıntısı ile uğraştığından her muhteşem eserin maruz kaldığı bu sıkıntılardan bahsetmeyeceğim ancak Verdi'nin konunun siyasal etkilerinden çok karakter yapısına ve dramına vurulduğunu anlamakta çok zor değil...Eserinden esinlenmesinden çok hoşlanmayan Victor Hugo tam 6 sene bu operayı Fransada sahneletmemeyi başarmış efendim ancak en sonunda eser sahnelenip izlediğinde kendini tutamamış ve "Değişik duyguların etkilediği dört kişiyi aynı anda konuşturabilmek için neler vermezdi bir oyun yazarı" demiştir... Ki kendisinin bahsettiği sahne an itibariyle gözümde canlanmakta ve anlamaktayım hissettiği duyguları sanırım opera benim tam da bu yüzden gözbebeğim edebiyat ve müzik dünya üzerindeki iki büyü birleşiyor çünkü gerisi boş...


Rigoletto deyince Gilda'sız olnaz tabi ki ama Gilda'ya hayat veren Evren Işık olunca olay bambaşka hale geliyor... Masumiyetin simgesini sergilerken hissettirdikleri offf...Düşünün bir uçurumdan düşüyorsunuz hızla sonra bir anda bir bulut tutuyor sizi yumuşakça ve havalandırıyor gökyüzüne işte öyle pırıl pırıl bir ses var Evren Işık'ta bayıldığım bir ses ciddi anlamda tüm iç organlarıma işliyor sesi tüylerim hep diken diken onu dinlerken... Sahneye yansıyan asaleti,sahne benim bana iat rahatlığındaki duruşu yok üzerine söylenebilecek birşey bu kısacık alanda... Hayranıyım kendisinin çok net!!!
İşte ‪#‎izdob‬ böyle şahane bir gece ile açtı sezonunu...Ne emeklerle ne uğraşlarla ortaya bu güzellikleri çıkarttıklarını bilince çok daha farklı oluyor hissettikleriniz bir de üstüne üstlük... Emek veren herkesi kucaklamak sıkı sıkı sarılmak siz çok değerlisiniz lütfen bırakmayın pes etmeyin demek istiyor insan İYİKİ VARSINIZ İZDOB AİLESİ emeğinizin olmadığı bir dünya benim için yaşanamayacak bir hal alır çünkü... Süper bir sezon olsun seviliyorsunuz hepiniz tek tek kocamannnn!!!
#izdob #rigoletto ‪#‎prömiyer‬ ‪#‎opera‬

2 Şubat 2015 Pazartesi

Akilah Azra Kohen / Çİ

Sevgili #Akilah #AzraKohen,
Gazetecilik okumuş, Gezi Dirilişi'nde gaz bombalarından nasibini almış, İzmir fuarında saklanan "eli sopalıları" kendi elleriyle fotoğraflamış, ortaokuldan beri içinde hiç sönmeyen bir ateşle ülkesine sevdalı, asiliği ile bilinen, "etrafımızda ki yağmaya böylesine seyirci kaldıktan sonra yaşamanın ne anlamı var?" sorusu varoluşunun derinliklerine işlemiş, yeşiz gözlü bir kızı "Özge" karakteri ile tanıştırıp hayatının eskisi gibi olmasını bekleyemezsiniz...
#Çİ öyle bir kitap ki bende, koskoca 600 sayfalık Fi beni sadece ona hazırlamak için yazılmış...Sanki bir deha hedef kiteleme "y" kuşağına nasıl ulaşırım diye düşünmüş Fi'yi instagramın güvenilir ortamına salmış benim o kitapla tanışmamı sağlamış "Özge" ve "Deniz" karakterini yüreğime saplamış ve içimdeki ateşi #Çi ye hazır hale getirmiş gibi... Benim için her iki kitabında başkahramanı Özge, tabi Çi'de kendisi daha baskın... Can Manay, Duru, Ada, Göksel, Bilge ve tabi ki Sadık Murat Kolhan hepsi yan karakterler hepsi sadece Özge'nin başarmasına yardımcı olmak için bir araya gelmiş gelip geçici karakterler... Deniz dışında! Hayalimde hala Özge ve Deniz'in bir araya gelip dünyayı değiştireceği senaryoları var Deniz'in Çi'deki sessizliği kopacak fırtınanın habercisi olsun :) Cevaplar Pi'ye kaldı ve tabi meraklarda...
Bu yozlaşmış toplum adına umut ve karamsarlık arasındaki ince çizgide dengemi bulmamı sağlayacak Deniz'in köydeki çocuklar üzerindeki zincirleme etkisi... Ah Köy Enstitüleri diye yine yeniden içlenerek... O köyden çıkan Elif'i kendinize gönderme olarak mı yazdınız bilmiyorum Sayın @akilahficipi ancak deha bir müzisyen olamasamda; sıradan, günlük hayatıyla idealleri arasında sıkışıp kalmış bir kızın içinde yanan ateşi fazlasıyla körüklediniz... Hem de o kapkara dumanı sayenizde çıkan bembeyaz dumanlarla grileştirecek kadar...
Sevgiler 
İlkyaz Mumcu

31 Ocak 2015 Cumartesi

Azra Akilah Kohen / Fİ

Ortalığı sarsan her kitapta yaşadığım hayal kırıklığını yaşayacağımı sanarak başladım #Fi 'ye... Ama o da ne!?! Ülkemin giderek kültürsüzleşmesine ciddi anlamda kafayı taktığım bu günlerde öyle iyi geldi ki bu kitap terapi niyetine okudum belki bu sefer "umut" kazanır diye... Henüz her şey ortada bir an önce Çi 'ye geçip gelişmeleri yakalamalıyım... 
Ama bahsetmeden geçemeyeceğim okuyanlar ne düşündü bilmem ancak ben  "Duru"lardan nefret ediyorum!!! Günlük hayatımızda o kadar çoklar ki... Evrenin onlara sunduğu güzellikleri çarçur edip şımarıkça dünyanın kendi çevresinde döndüklerini sananlar çevrelerinde yaşanan her olayı kendine etkisiyle yorumlayan pis benciller... Deniz gibi tanrısal bir yaratığın onda ne bulduğunu anlamak çok zor... Ben Özge gibilerini seviyorum güzelliğinin farkında ama bununla yetinmeyen, idealist,yapmak istediklerine tutkuyla bağlı, hislerinin en yoğun olduğu anlarda bile aklını kullanan sevilesi kadınlar Özgeler :) hatta ilerleyen kitaplardan umudum Deniz'le Özge'nin bir araya gelip tüm ülkeyi değiştirecek güçlerini beraberce kullanmaları... Hatta bir zahmet kitaptan çıkıp ülkemizde hayat bulmaları ancak onların gücünde birileri bu yozlaşmayı tersine çevirebilir çünkü... Hayal işte ☺️ ne de olsa bu kitabın sadece inanılmaz tarafları gerçek...
Okurken dinlemek üzerine kitapta da adı geçen müzik önerim ise:
 Adagio for String / Samuel Barber

17 Ocak 2015 Cumartesi

Hermann Hesse / Bozkırkurdu

Eyyy #HermannHesse Siddharta'ya gözlerim değdiği anda başımın tacı oluvermiş vazgeçilmezlerimin arasına girmiştin zaten üstüne bir de #Bozkırkurdu gibi bir şahaser yazmana gerek yoktu ki... Zaman zaman içinde yaşadığı toplumla arasında kocaman bir uçurum hisseden bana "tokat" gibi çarptı bu kitap hatta öyle çarptı ki bu yorumu yazabilmek için başka kitaba başlayıp etkisinin biraz geçmesini bekledim... İçinden Mozart geçen her şey beni etkilemeye yetmezmiş gibi bir de son zamanlarda takıntılı olduğum "burjuvazi" ile ilgili öyle tanımlamalar var ki bu kitapta "işte buuu!" diye çığlık attığım anlar oldu okurken. Kitabın sonlarına doğru Hesse'nin ben dehayım imzası attığı karakter => satraç tahtası benzetmesinin de benim diyen psikiyatrist yanına yaklaşamaz bence ... Hepinizi ısrarla karakterimiz Harry'i darmaduman eden aynanın karşısına o büyülü tiyatroya davet ediyorum efenim zira bu kitabın üstüne kelam etmek haddim değil hissindeyim...

1 Ocak 2015 Perşembe

BENİ SİZ DELİRTTİNİZ!!!

2014 öyle bir yıldı ki... Bence 2015'in temasını, yine yeniden tam 12'den metis ajanda vurdu. BENİ SİZ DELİRTTİNİZ!!!
Berkinimizin acısı bizi geçtim annesinin yüreğinde tap tazeyken meydanlarda yuhalattırıldı; bu da yetmedi büyük bir iğrençlikle "taraflar" ölülerini yarıştırdı...Ali İsmail'in davası yaratılan sebeplerle defalarca ertelendi, keyfi hukuk kararları adalete olan inancımızı enkaza çevirdi. Bu sene ben sadece "çapulcu" olmakla kalmadım mesela teröristte oldum! Aşırı sağ yanım sağ kolumdaki ay-yıldız sözde "barış süreci" ile sızım sızım sızım sızladı;aşırı sol yanımda kalbim, diyanete harcanan bütçelerle herşeye rağmen fanatizm boyutunda bir diktatörü destekleyen halkımla durma noktasına geldi. Asla bir feminist olmadım ama o çok sevdiğim topuklu ayakkabılarımın aynı zamanda harika bir cinayet aletini dönüşebileceğini izlenimlerini yarattı bana artan kadın cinayetleri... Katil olma potansiyelimin hiçte zor olmadığını öğrendim bu sene. Kendi ceplerinden özenle çalınan paralar oy veren milletimin yine umrunda olmadı... Maden demek işçi demek kaza demek diyememek.... Vicdanımın ağırlığından yataktan kalkmadığım zamanlar oldu... Soma demek sadece maden demek değildi mesela o madenden çıkışın tek yolu olan binlerce zeytin ağacının katli demekti aynı zamanda... Ve tüm bunlar haberini az çok duyabildiklerimizdi aaa pardon haber dedim duymak dedim "basın" varmış gibi sanki yaşadığımız topraklarda... Bütün ülke çizgi romanlara konu olan GOTHAM şehri haline geldi ama tüm yardım çığlıklarına inat Batman gözükmedi ortalarda hoş gerçi yarasa ışığını aydınlatacak minicik bir aydınlık bile yoktu belki üzerimizde... Hepimiz sanatta eğitimde kocaman bir cehalete sürüklendik tüm bunların yanında geleceğe tutacak ışıkta kalmadı... İtibar kelimenin anlamını bilmeyenler tarafından tarihin en görgüsüz yapılarından birine kaçAk saraya ithaf edildi... Bir sürü kelimenin içi boşaltıldı iğrenç bir lümpen burjuvazi hakimiyeti sardı dört bir yanı... Hadi Gotham şehrinde en azından bilim vardı biz ülkemizde ona da yer bulamadık elalem kuyruklu yıldıza araç indirdi biz osmanlıcadan bahsettik... Tüm ülkenin bu büyük buhranı yetmiyormuş gibi sosyal ilişkiler de nefes aldırmadı!!! Arkadaşlıklardan, sevgililerden somut beklentiler esas oldu ortalık çıkar çatısması haline geldi hem de öyle satrançla falan da yapılmadı bu çatışmalar bildiğiniz sokak dövüşünde gerçekleşti... Emek harcamadan başarı elde etmek "normal" hale geldi emek verenlerin hakkı göz ardı edildi... Düşündüm de "insanlık" kelimesi içi boş bir kelime haline bile gelmedi artık bana hatırlattığı şeyler hep negatif etkili...

 2014 öyle bir yıldı ki... Bence 2015'in temasını, yine yeniden tam 12'den metis ajanda vurdu. BENİ SİZ DELİRTTİNİZ!!!

Berkinimizin acısı bizi geçtim annesinin yüreğinde tap tazeyken meydanlarda yuhalattırıldı; bu da yetmedi büyük bir iğrençlikle "taraflar" ölülerini yarıştırdı...Ali İsmail'in davası yaratılan sebeplerle defalarca ertelendi, keyfi hukuk kararları adalete olan inancımızı enkaza çevirdi. Bu sene ben sadece "çapulcu" olmakla kalmadım mesela teröristte oldum! Aşırı sağ yanım sağ kolumdaki ay-yıldız sözde "barış süreci" ile sızım sızım sızım sızladı;aşırı sol yanımda kalbim, diyanete harcanan bütçelerle herşeye rağmen fanatizm boyutunda bir diktatörü destekleyen halkımla durma noktasına geldi. Asla bir feminist olmadım ama o çok sevdiğim topuklu ayakkabılarımın aynı zamanda harika bir cinayet aletini dönüşebileceğini izlenimlerini yarattı bana artan kadın cinayetleri... Katil olma potansiyelimin hiçte zor olmadığını öğrendim bu sene. Kendi ceplerinden özenle çalınan paralar oy veren milletimin yine umrunda olmadı... Maden demek işçi demek kaza demek diyememek.... Vicdanımın ağırlığından yataktan kalkmadığım zamanlar oldu... Soma demek sadece maden demek değildi mesela o madenden çıkışın tek yolu olan binlerce zeytin ağacının katli demekti aynı zamanda... Ve tüm bunlar haberini az çok duyabildiklerimizdi aaa pardon haber dedim duymak dedim "basın" varmış gibi sanki yaşadığımız topraklarda... Bütün ülke çizgi romanlara konu olan GOTHAM şehri haline geldi ama tüm yardım çığlıklarına inat Batman gözükmedi ortalarda hoş gerçi yarasa ışığını aydınlatacak minicik bir aydınlık bile yoktu belki üzerimizde... Hepimiz sanatta eğitimde kocaman bir cehalete sürüklendik tüm bunların yanında geleceğe tutacak ışıkta kalmadı... İtibar kelimenin anlamını bilmeyenler tarafından tarihin en görgüsüz yapılarından birine kaçAk saraya ithaf edildi... Bir sürü kelimenin içi boşaltıldı iğrenç bir lümpen burjuvazi hakimiyeti sardı dört bir yanı... Hadi Gotham şehrinde en azından bilim vardı biz ülkemizde ona da yer bulamadık elalem kuyruklu yıldıza araç indirdi biz osmanlıcadan bahsettik... Tüm ülkenin bu büyük buhranı yetmiyormuş gibi sosyal ilişkiler de nefes aldırmadı!!! Arkadaşlıklardan, sevgililerden somut beklentiler esas oldu ortalık çıkar çatısması haline geldi hem de öyle satrançla falan da yapılmadı bu çatışmalar bildiğiniz sokak dövüşünde gerçekleşti... Emek harcamadan başarı elde etmek "normal" hale geldi emek verenlerin hakkı göz ardı edildi... Düşündüm de "insanlık" kelimesi içi boş bir kelime haline bile gelmedi artık bana hatırlattığı şeyler hep negatif etkili... 

VE BEN TABİKİ DELİRDİM! Aklım yaşamını sürdürebilmem için beni terk etmeyi seçti... O KADAR DELİRDİM Kİ; sayısı az duruşu sağlam insanları görmeyr başlıyorum artık o kadar delirdim ki mucizelere inanıyorum artık...

Gezi için gezi şehitleri için kendini sokağa ayan yürekli insanları görmeyi tercih ediyorum... Adalete inancımı kaybetmek yerine enkazdan gelen o yardım çığlığına danıştayın "Yırca" kararına tutunuyorum! Hala halkını tüm sakinliği ile bilinçlendirmeye çalışan güzel insanları izliyorum keyifle... Sanat adına yapılan her hareketi her opera temsilini, kazandığımız Altın Palmiyeyi direnen tüm sanatçıları yazılan her kitabı yüceltiyorum kalbimde... Çalışan kendi ayakları üstünde kimseye muhtaç olmadan özgürlüklerini dibine kadar yaşayan kadınları örnek alıyorum kendime... İnandığı doğruları herşeye rağmen dile getiren bir elin parmağı kadar olan gazetecilerden alıyorum haberleri... Tüm görgüsüzlüğe inat sade yaşamayı seçen insanları alkışlıyorum yürekten... Emek veren üreten insanların ortaya çıkardığı işin farkını görüyorum "karma"ya inanıyorum bu noktada yürek rahatlığı en büyük servet bilirim çünkü... Tüm kirlenmiş ilişkilerden soyutluyorum kendimi; gerçek aşka saf dostluğa adıyorum kendimi VAR ÇÜNKÜ EVET VAR hala bu dünyada zar zor tutunsalarda varlar...

Ve ben artık görüyorum ki birden fazla Batman var hala bu dünyada sadece kendileri gibi olarak kahraman olanlar onlar... Hatta o kadar şanslıyım ki bir kaç Batman birden var benim hayatımın tam merkezinde iyiki varlar dediklerim onlar... Evet 2014 harika bir yıldı çünkü kahramanlar değdi benim hayatıma... O kadar delirdim ki ben sizlere kahramanlarıma inanıyorum artık...
Senelerdir değişmeyen yeni yıl dileğimde tam da bu sebepten aynı benim... 2015 İNANDIĞINIZ PERİ MASALLARININ GERÇEKLEŞTİĞİ YIL OLSUN !!!! Peri masallarına hala inanmıyor musunuz ? Bence bu sene kahramanlara inanmak için harika zamanlama....

VE BEN TABİKİ DELİRDİM! Aklım yaşamını sürdürebilmem için beni terk etmeyi seçti... O KADAR DELİRDİM Kİ; sayısı az duruşu sağlam insanları görmeyr başlıyorum artık o kadar delirdim ki mucizelere inanıyorum artık...
Gezi için gezi şehitleri için kendini sokağa ayan yürekli insanları görmeyi tercih ediyorum... Adalete inancımı kaybetmek yerine enkazdan gelen o yardım çığlığına danıştayın "Yırca" kararına tutunuyorum! Hala halkını tüm sakinliği ile bilinçlendirmeye çalışan güzel insanları izliyorum keyifle... Sanat adına yapılan her hareketi her opera temsilini, kazandığımız Altın Palmiyeyi direnen tüm sanatçıları yazılan her kitabı yüceltiyorum kalbimde... Çalışan kendi ayakları üstünde kimseye muhtaç olmadan özgürlüklerini dibine kadar yaşayan kadınları örnek alıyorum kendime... İnandığı doğruları herşeye rağmen dile getiren bir elin parmağı kadar olan gazetecilerden alıyorum haberleri... Tüm görgüsüzlüğe inat sade yaşamayı seçen insanları alkışlıyorum yürekten... Emek veren üreten insanların ortaya çıkardığı işin farkını görüyorum "karma"ya inanıyorum bu noktada yürek rahatlığı en büyük servet bilirim çünkü... Tüm kirlenmiş ilişkilerden soyutluyorum kendimi; gerçek aşka saf dostluğa adıyorum kendimi VAR ÇÜNKÜ EVET VAR hala bu dünyada zar zor tutunsalarda varlar...



Ve ben artık görüyorum ki birden fazla Batman var hala bu dünyada sadece kendileri gibi olarak kahraman olanlar onlar... Hatta o kadar şanslıyım ki bir kaç Batman birden var benim hayatımın tam merkezinde iyiki varlar dediklerim onlar... Evet 2014 harika bir yıldı çünkü kahramanlar değdi benim hayatıma... O kadar delirdim ki ben sizlere kahramanlarıma inanıyorum artık...
Senelerdir değişmeyen yeni yıl dileğimde tam da bu sebepten aynı benim... 2015 İNANDIĞINIZ PERİ MASALLARININ GERÇEKLEŞTİĞİ YIL OLSUN !!!! Peri masallarına hala inanmıyor musunuz ? Bence bu sene kahramanlara inanmak için harika zamanlama....