31 Ocak 2023 Salı

Frida Diyalogları



Popüler kültüre ya da kitsch'e kurban
 edilemeyecek kadar güçlü bir kadın. Hatta o kadar güçlü ki "irade" deyince aklıma gelen ilk kadın. Yarattığı eserler bir yana varoluşu başlı başlına "sanat" olan kadın!
Canım FRIDA!

Berna Turemen, Katrina Rupit, Çiğdem Bucak Telli, Sema Barlas,Elvan Serin ve Arzu Eş kendi Frida'larını anlatıyorlar bu sergide küratör Attila Güllü eserleri bir araya getirirken sizi Frida'nın konuşulduğu özel bir alana davet ediyor.
Bu güzel kadınlar, özel bir kadını kendi dilleri ile konuşurken estetik haz duyma çoşkusu da size armağan oluyor.

Frida Diyalogları ile 11 Şubat'a kadar Galeri A İzmir 'de tadına doyulmayan bir seyir bekliyor sizi.

Sakın kaçırmayın!
Aaa bir de Çiğdem Bucak Telli'nin kaleminden sesleneyim size:
"Bir dik duruşun kaç yenilgi, kaç gözyaşı, kaç kalp ağrısını ettiğini kim bilir?"
Ne fark eder...
Haydi birlikte söyleyelim Frida;
"BEN KADINIM. Ve senin istediğin gibi değil, kendi istediğim gibi kadınım."

27 Ocak 2023 Cuma

Kendi Kanatları İle Uçan Bir Madama Butterfly Hayali...

Hey hey!!!
Gönlümün sultanının opera olmasının bir nedeni var elbet! Çooook derin bir nefes aldım ben dün, çok özlemişim operayı 🥹
Bir başyapıtı size uzun uzun anlatmayacağım elbet #MadamaButterfly kültürler üstülüğü ve evrenselliği ile kulağınıza defalarca değmiştir zaten. Tosca'ya,Turandot'a, La Boheme'e , Nessun Dorma'ya hayat veren Puccini inandığım tanrılardan biri tahmin edersiniz ki onu da anlatmayacağım 😊

Hatta hatta , hastası olduğum İzdob orkestrasını ve dinlemeye doyamadığım Burçin Savigne ve Erdem Erdoğan (all time favorite) performanslarını bile anlatmayacağım 😁 Siz bir zahmet koşun koşun gidin Bornova Sahnesi'nde yer bırakmayan ilginizi katlayın, ısrarla talep edin önünde kuyruklar oluşturun ki ben esas mevzuma alt yapıyı hazırlayayım 😄

Esas mevzum ise... Madama Butterfly bir başyapıt olabilir ancak 1865 yılından kalan bir başyapıt. Benim bünyem çaresizce, sevgilisini bekleyen sonra sırf çocuğu için başka bir kadınla dönerek çocuğunu almaya gelen gereksiz bir Pinkerton'a olan aşkından intihar eden Butterfly'ı kaldırmıyor artık!  Kelebeğimizin kendi kanatlarıyla uçtuğu, çaresizce sevdiceğini beklemek yerine en yakın arkadaşı Suzuki ile tarih yazarak yepyeni girişimiyle dünyayı titrettiği, zengin kocaların kapısında beklediği değil de iş insanlarının anlaşma imzalamak için yalvardığı Madama zamanı gelmiştir! Yep yeni bir Madama Butterfly zamanı yepyeni aranjeler yepyeni libretto 🤩 Olamaz mı? Olabilir!!!
Doğru dürüst bir opera salonumuz bile yok, saçma sapan orkestra çukurlu bir sahnede daha var olan yapıtların bile tadını çıkaramıyoruz diyebilirsiniz, doğrudur. Ancak biletleri bir anda tükettiğinize göre, her temsil ki nazar değmesin dop dolu geçtiğine göre istiyorsunuz, istiyoruz! Bu kente yüksek sanat getirmenin zamanı geldi, geçiyor bile! Ben bazılarınıza hayal gibi gelen projeler üretmeye devam edeceğim, elini taşın altına koymaya gönüllüleri aramaya, fark yaratacak ilhama ve cesarete sahip olanları bulmak için çabalamaya... Ve bir gün İzmir'de dünyada ses getirecek bir sanat olayı yaşanacak, içinde katkım olmasından gurur duyduğum bu da sözüm olsun 😊

Sözün özü dün gece Madama Butterfly uzun bir aradan sonra tekrar nefes almamı sağlamakla kalmadı; zihnimi açtı, kalbimi hızlandırdı, kanatlarımı kaşındırdı ,yeniden uçmayı hayal ettirdi... Teşekkürler İzmir Devlet Opera ve Balesi 🙏🏻

1 Ocak 2023 Pazar

2023'e dair...

2023'ün ilk sabahına "değişim" başlığı ile uyandım... Sonra algıda seçicilik devreye girdi her yerde değişim görmeye, duymaya başladım.

Bazı şeyler değişmesin tabi mesela hayatın tüm zorlamalarına rağmen makyajım aksada direnen gülümsemem sabit kalsın 😊

Ama değişime bakış açımız değişsin mesela, rahatsızlık vermesin bize. İnsan, öğrendikçe kendini geliştirdikçe değişir zaten kaçınılmaz olarak. Değişimi sevmiyorsanız gelişmeden yerinizde sayıyorsunuz demektir ne boşa gitmiş bir yaşam...

Bizi aşağıya çeken alışkanlıklarımız değişsin özgürleşelim onlardan, yerine verimli alışkanlıklar gelsin. Mesela ben bu sene her sabah yazmaya, her gün okumaya ve meditasyon yapmaya niyet ettim gitti. Yeni alışkanlıklarım bunlar olsun.

Felakat senaryolarına, komplo teorilerine inancımız değişsin. Zekayı, aklı ve bilimi ışığımız yaparak gönlümüzden geçenleri iyiye, doğruya, olumlu olana akıtalım. Varoluş şeklimiz değişsin.

Konfor alanlarımızdan çıkalım, varoluşumuzu sergilediğimiz alan değişsin! Atlama cesareti ve koyverme bilgeliğinin bir araya geldiği bir sıçrayıştan ödülle ayrılmayana tanık olmadım ben.

Ülkem adına değişmesi gereken şey çok net zaten 😁 Ama gücü elinde tutanın değişmesi yetmez. Lider algımız değişsin, birey algımız güçlensin, zihinlerimize zift gibi yapışan kulluk bilinci kazınarak silinsin beyin hücrelerimizden. Sonra... sonra... "Bu ülkede yaşıyor olmak" ile ilgili tüm cümlelerimiz zaten değişir.

Yapmak isteyipte ertelediğimiz, bir türlü o ilk adımı atamadığımız ruh hali değişsin. Yerini atak, harekete geçen yaramaz bir çocuğa bıraksın.

Değişimi dışardan gelecek bir etkiye bırakma ısrarımız değişsin, değişimi başlatma gücünün biz de olduğu bilinci yerleşsin.

Ve değişsin, kendi küçük dünyamız önce, sonra sirayet etsin içinde yaşadığımız küçük gruplara, oradan yayılsın topluma... Sonra bir bakmışsınız dünya değişmiş. Zaten kaçınılmaz olarak değişecek! İzin verin, adım atın sizin istediğiniz yönde değişsin.