Onay Akbaş serginin bir bölümüne "ölü fikirler tarlası" ismini vermiş, isim başlı başına heyecan verici değil mi? Üstelik siz bir izleyici olmaktan çıkıp varlık sergilyebiliyorsunuz tam da burda! Bir sanat eserine dönüşmeyeceğini düşündüğünüz fikrinizi çizgiler aracılığı ile anlatabilir misiniz?
Eğer anlatmaya çabalarım diyorsanız kağıt,kalem emrinize amade oturun ve dökün içinizi. Sonra buruşturup çöp kovasına....
Belki de bir sanat eserinin parçası olacak o çöp sandığınız çizim bu da size süpriz olsun 😉
Ben malum üretemeyen bir sanat tutkunu, sadece fikirlerden ibaret insanoğlu... Beni nasıl çarptığını anlayabiliyor musunuz? Bir şeyler çizip attım tabi ki kovaya o fikrin ölü kalacağını bilerek. Ama beni biliyorsunuz ben "sanat" adına olan fikirlerini harika sanatçılarla ve de dostlarla hayata geçirebilmiş biriyim. O yüzden bu sergiyi gezerken zihnimde zıplayan tavşanları tarlaya gömmeye kıyamadım, buraya salmaya karar verdim belki burdan filiz verirler...
Fotoğrafta tam da bunları düşünüyorum işte...
Sergiyi gezerken Akbaş'ın figürleri benim zihnimde 3 boyutlu hale geldiler, önce birer kukla halinde dev kuklalar. Sonra duvardan inip, sahneye yerleştiler, aşağıda yani orkestra çukurunda onlar için çalmaya hevesli şahane bir orkestra vardı. Ve başladılar onlara biçilen rolü oynamaya, harika bir libretto şahane besteler tam da onlar için hazırlanmış.... Bir müzikal şov izliyorum çok renkli, çok çoşkulu üstelik evrensel bir mesajı var. Birden çok dil geliyor kulağıma üstelik çok dilli bir eser tüm dünyada sahnelenebilir... 💕
Olamaz mı? Çok şahane olur hem de !