Eyyy #HermannHesse Siddharta'ya gözlerim değdiği anda başımın tacı oluvermiş vazgeçilmezlerimin arasına girmiştin zaten üstüne bir de #Bozkırkurdu gibi bir şahaser yazmana gerek yoktu ki... Zaman zaman içinde yaşadığı toplumla arasında kocaman bir uçurum hisseden bana "tokat" gibi çarptı bu kitap hatta öyle çarptı ki bu yorumu yazabilmek için başka kitaba başlayıp etkisinin biraz geçmesini bekledim... İçinden Mozart geçen her şey beni etkilemeye yetmezmiş gibi bir de son zamanlarda takıntılı olduğum "burjuvazi" ile ilgili öyle tanımlamalar var ki bu kitapta "işte buuu!" diye çığlık attığım anlar oldu okurken. Kitabın sonlarına doğru Hesse'nin ben dehayım imzası attığı karakter => satraç tahtası benzetmesinin de benim diyen psikiyatrist yanına yaklaşamaz bence ... Hepinizi ısrarla karakterimiz Harry'i darmaduman eden aynanın karşısına o büyülü tiyatroya davet ediyorum efenim zira bu kitabın üstüne kelam etmek haddim değil hissindeyim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder