2 Haziran 2017 Cuma

31. İzmir Uluslararası Festivali Yunus Emre Oratoryosu İle Başladı...



Ve 31. İzmir Uluslararası Festivali başladı...
Şehitlerimizin olduğu,ramazan ayına denk gelen festivalin ilk gününe  "Yunus Emre Oratoryosu" çok yakıştı...  Öyle ki; Uğur Mumcu Sanat ödülüne layık görülen; latince,osmanlıca,ingilizce,rusça ve japonca yaptığı çevirilerin yanı sıra 200'ün üzerinde makale,röportaj ve yazısı yayınlanmış pek donanımlı müzikolog şefimiz Aytuğ Ülgen'in de konseri şehitlerimize adaması ve ara alkış yapmamamızı rica etmesi bu güzelim konseri bambaşka bir hale sokup çoook daha özel olmasını sağladı...
Kabul edelim Yunus Emre Oratoryosu,felsefi olarak ağır,metin olarak ağır,müzikal olarak ağır bir eser onu bu kadar özel yapan da tam olarak bu!Bestecisi Ahmed Adnan Saygun'a iyi ki bu topraklarda yaşadın diyerek kocaman bir saygı duruşu göstereceğimiz türden bir eser bu...

İlk bölüm de yaşamı seven yaşam ötesi hakkında hiçbirşey bilmeyen Yunus Emre'nin gözyaşlarına tanık oluyoruz...Çünkü alınyazısına boyun eğmekten başka çare yoktur!

İkinci bölümde Yunus Emre'nin yaşama bağlılığı sebebiyle Tanrıya olan derin isyanına eşlik ediyoruz "geçmedi mi intikamın,öldürüp,çürütüp,gözüme toprak doldurup bir avuç toprağa bunca kil-ü kat" dizeleri solo basımıza ve koromuza pek yakışıyor...Bu bölümün sonuna doğru ara bölüm de "aşk"ı buluyor Yunus Emre isyan diniyor ama huzur hala uzakta...

Ve son bölüm Yunus aşk içinde karışıyor huzura... "aşkın aldı benden beni,bana seni gerek seni" dizeleriyle şov yapıyor İzmir Devlet Opera ve Balesi'nin koristleri ve orkestrası ki kendileri zaten gönül tahtımın sahipleri...

İşte bu derinliğin ve güzelliğin manasında kaybolduk biz dün gece... İksev tam 31 yıldır ruhlarımıza ışık ve besin oluyor bana da İzmir Kültür Sanat Eğitim Vakfı'na ve onu destekleyenlere sonsuz sevgi ve alkış göndermek kalıyor...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder