1 Şubat 2014 Cumartesi

Mitoloji bağlamında 1 Heykel ; 1 Resim

"Göl" takıntımı bilen sevgili hocam Emet Gürel, bir gölün ortasına yapıldığını düşündüğümüz harika bir heykeli paylaştı benimle... O heykel ki beni araştırma yapmaya ve sonunda bu yazıyı yazmaya sevk etti :) Bir gölde sandığımız muhteşem heykelin aslında dünyanın en güzel sarayı Cesarta Sarayı'nın bir parçası olduğu da çıktı ortaya... Saray, heykel ve muhteşem resim hakkında bilgi vermeden önce bu heykele ve resime ilham kaynağı olan mitolojik karakterlerimiz Artemis ve Aktaion hakkında biraz bilgi edinmekte fayda var...


Artemis (Diana/Phoebe) : Zeus ile Leto'nun kızı; vahşi doğa, avcılık ve ay tanrıçası. Efsanesi Anadolu'da yani Efes'te değişime uğramış ve bereket tanrıçası olarak anılmaya başlanmıştır. Artemis'in bakireliğini kaybedip hamile kalan kadınları okla vurduğu söylentisine rağmen "bereket" tanrıçası olarak ünlenmesi ironiktir ancak bu Efes'teki Artemis Tapınağı'nın dünya harikaları arasında yer aldığı gerçeğini değiştirmiyor. Hem de o muhteşem tamamı mermerden yapılan tapınaktan geriye sadece sutunlar kalmış olsa da...


Kişisel not: Dünyanın bildiği uğruna heykeller , resimler yapılan Artemis'in heykeline sahipken İzmir neden Artemis ile markalaşmaz anlamış değilim...


Aktaion : Thebialı bir avcı. Çok iyi bir avcı olduğu için kibrine yenik düşüp kendini Artemis'ten bile üstün görür Aktaion. Ve bir gün 50 tane av köpeğiyle birlikte dolaşırken ormandaki derede Artemis'i çıplak olarak görmeye cürret eder. Artemis bu saygısızlığı kabul edemez ve Aktaion'u geyiğe çevirir. Geyiğe çevrilen Aktaion kendi köpekleri tarafından parçalanarak öldürülür.




Gelelim beni bu hikayeyi araştırmaya iten muhteşem heykele...






Heykeli kimin yaptığına dair ne yazık ki kesin bir sonuca ulaşamadım... Ama heykelide içinde barındıran muhteşem Caserta Sarayı kesinlikle "ölmeden önce görmezsem gözüm açık gider" listesinde... Dünya Miras Listesi kapsamında yer alan Caserta, 18.YY'ın en büyük sarayı olarak biliniyor. Yapımına 1752 yılında başlanmış hiç bir zaman planlandığı şekline ulaşamamış ancak 1780 yılında büyük ölçüde şimdiki halini almış.
Bizi kibrin zararlarına karşı uyaran bir hikayeyi temsil eden bir heykelin bu kadar ihtişamlı ve görkemli bir sarayda olması da ayrı bir ironi kanımca :) "Star Wars Episode I - II" ve "Mission Imposible III" filmlerine set olarak ev sahipliği yapan saray "her daim sanat benden sorulur " çığlığı ile gidemezsem ölürüm dedirtiyor bana :)

Bu meşhur Akaion geyik olmadan önce acaba neye benziyordu diye merak eden varsa eğer; sizleri bu muhteşem resime davet ediyorum...


 
   Francesco Albani (1578–1660) "Actéon métamorphosé en cerf" Diana and Actaeon -Musée du Louvre


Actaion'un tanrıça Artemis'i gördüğü anı betimleyen bu resim, mitoloji konusunu resmedişiyle ünlü italyan ressam Albani Francesco'ya ait. Resmin orjinali bir sürü şahaser gibi "Louvre Müzesi"nde. Hikayeyi bilince ışığı yansıtması, kibri yansıtması ile tablo gerçekten nefes kesiyor...

Bana niye "italyancayı yarım bıraktın diye üzülüyorsun ?" ya da direk "neden italyanca?" diye soranlara da selam olsun... Bütün güzellikler orada işte!!! İtalyancaya devam etme hayallerim bir süre daha beklemede kalsın ben kendimi bu arada daha çok mitoloji öğrenerek geliştimek niyetindeyim :) 

Güzelliklerle dolu günler...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder