5 Kasım 2022 Cumartesi

Beethoven Bergama ' da !

 




Şimdi size bir yolculuk hikayesi anlatacağım...

Aklınızda bir sürü proje ile, gerçekleştirmek istediğiniz sanatsal organizasyonlarla Türkiye gibi bir ülkede yola çıktığınızı hayal edin. Baştan o yolun nasıl engellerle dolu olduğunu kabulle "her şeye rağmen" yükünü omuzlarınıza sırtlayıp yola çıkıyorsunuz zaten. Sonra pandemi sarıyor tüm dünyayı... Omuzunuzdaki yük ile yolun ortasında donakalıyorsunuz! Ama işte durup beklemek yapınızda yok, tepeleri aşmak her zaman daha cazip!

✅Where Do We Go From Here? (Buradan nereye gidiyoruz?)

Tam da burada durmak istememenin bünyede yarattığı kaşıntı beyinde sinyallere dönüşüyor. Şehrimin potansiyeli, tarihi bana göz kırptı. Bergama geldi aklıma, insanlık tarihinin ilk psikiyatri hastanesi, müzikle tedavinin ilk uygulandığı yer muhteşem Asklepion! Bir şey yapmalı... 

Sahnedeyken hayranlıkla izlediğim, beni her seferinde heyecanlandırmayı başaran, daha sonra gönül bağı kurma şansına eriştiğim canlar var hayatımda. Cengiz Sayın ve Burcu Sayın! Aldık elimize bu fikri birleştirdik Beethoven yılı ile. Ay Işığı Sonatı dediler yeniden aranje dediler kalbim yerinden çıkıyordu 🤗 Ama durmadılar dediler ki üzerine söz yaz! Nasıl yani? Ben! Zaten karanlık bir yerdeyim kalemim susmuş...Ama yok tutuşturdular elime kalemi... Ve sonra aslında tüm insanlara "umut var"ı hatırlatacak sözler bizim de yol hikayemiz çıktı ortaya.




✅"When does the end appear?"

(Son ne zaman görünecek?)

Tamam fikir harika, şarkımız var. Ama bunun bir video kliple Bergama Asklepion'u ile birleştirilmesi gerek, nasıl olacak? Hayatınızdaki güzel şeyler üretmeyi seven insanların varlığı devreye girecek. Bir gönül bağı daha Sayın Muammer Sarıkaya. Üretmek adına, İzmir'e güzellikler katmak adına yorulmayan biri daha. Şahane de bir ekibi var. Hadi çalalım kapısını... İçerde bizi bekleyen bir Müjde Kaynar gerçeği var 😍 Aklımdakileri ilk anlattığımda gözlerindeki ışıltı, heyecanını yansıtması... Yaşasın, bizi anlayan birileri daha var! "Yapabilir miyiz?" dedik, "hem de nasıl!" dediler... Yol arkadaşlarımızı çoğalttık. Yolculuk artık daha eğlenceli ama bir tilki durmadan fısıldıyor "ömür boyu sorumlusun gönül bağı kurduğun kişilerden". 




Gücümüzü arttırdık ama yükümüzü de olsun...
✅"We are supposed fo fell love and hate, we destroyed and rebuild ourselves"
Aşkı da nefreti de hissetmeliyiz, paramparça olmalı ve yeniden kendimizi inşaa etmeliyiz."
Her şey harika, birlikte yol aldığımız muhteşem insanlarla biz sonucu görebiliyoruz. Ama bu işin gerçekleşmesi için gerekli olan bir bütçe var. Nasıl yaparız? Nasıl altından kalkarız? Başladık destek istemeye... Oralı bile olmayanlara derdimizi anlatmaya, sonucu hayal ettirmeye çalışmaya. İçinde yaşadığımız bir sistem var ya işte oradaki boşlukları tek tek gözlemledik bu süreçte. İsyan etme isteği çığ gibi büyüdü içimizde ama nefrete, kötü enerjiye yenilemeyecek kadar da değerli bir şey var elimizde. Gerçekleştiremeyeceğimizi düşündük, iptal noktasına kadar geldik tamam dedik harika fikir ama olmuyor, ayağa kalkamıyor. Yol buraya kadar! Sonra ... Sonra bir baktık arkamızdan bazı araçlar geliyor, yanımızda beliriverdiler "güzel bir şey yapıyorsunuz, elimizden geldiği kadar yanınızdayız!" diyerek yanaşıverdiler... İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Alman Başkonsolosluğu ve Bergama Belediyesi. Taşınamaz hale gelen yüklerimizin bir bölümünü koydular araçlarına hafiflettiler bizi. Daha kalabalık, daha güçlü sorumlulukları daha da artmış olarak devam dedik yola...




✅"Some battles are done some of us kind of won.
So we sound our victory cheer?"
(Bazı savaşlar verildi,bazılarımız güya kazandık.
Şimdi zafer çığlığı mı atacağız?)
Zaferler kolay kazanılmıyor... Hele kaybetmeyi göze alamadıklarınızla giriyorsanız bir mücadeleye! "Zafere giden yolda her şey mübahtır!" düsturu baştan red ettiğiniz yolunuzdan ve etikten asla ödün vermeyen biriyseniz daha da zor. Aklınıza dahi gelmeyecek her türlü aksaklık, teknik sorun anlatmak istemediğim bir sürü sıkıntı yaşandı süreç boyunca. Pandemi engeli de peşimizi hiç bırakmadı. Çekim yapacağımız gün sokağa çıkma yasağı bile geldi 😬. Ama ama ama tüm bu aksilikler yaşanırken bir el daha dokundu bize güç verdi alın bu da benden bir peri tozu dedi Banu Dağcıoğlu Türkeli katıldı yolculuğumuza... Bu kadar güzel insanı bir araya topladıysak her şeyi de aşarız özgüveni bünyemize girdi yavaş yavaş.





Elimde sihirli bir asa taşıyor gibi hissediyorum artık ve çok dikkatli kullanıyorum onu, sorumluluklarım hala sırtımda ama yük değiller taşımaktan onur duyduğum kalkanlarım onlar. Ve eğer yol arkadaşlarınıza güveniyorsanız aşamayacağınız tepe yok. Biliyorduk, gördük, öğrendik.
✅"Why is the path unclear?"
(Neden yol açık değil?)
Yolun sonunu hala net göremiyoruz. Ama oradan parlayan ışığa inanıyoruz.
✅"We will go hand in hand
It can feel like death or it can feel like a second chance at life we can be born all over again"
(El ele gideceğiz
Ölüm gibi de gelebilir hayatta ikinci bir şansta. En baştan yeniden doğabiliriz.)
"Işığa gitme" derler ya filmlerde birinin yaşamasını istediklerinde. Biz bir gidelim görelim diyoruz belki de yeniden doğuştur o ışık.
✅"Breathe in breathe out and decide"
(Nefes al nefes ver ve karar ver!)
Şimdi hepimiz derin nefesler aldık ve yola devam dedik.
✅"We will walk through the sun and let it shine on us"
Güneşin içinden geçme cesaretini koyduk yüreğimize, ve ona bırakıyoruz kendimizi bizi parlatsın diye...
Yol arkadaşlarımıza selam olsun!!!Aydınlığımız hiç eksilmesin...






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder