19 Ocak 2014 Pazar

"AIDA" ... "İkinci kadına" sempati duyduğum bir aşk faciası...

Haberini aldığımda bile heyecanlandırmayı başaran "Aida" operasını 13 Ocak'ta biraz gecikmeli olarak izleme şansına eriştim :) Gitmeden önce söylediğim şey bütün temsili ifade etmeye yetiyordu aslında gerçekten büyüleyici bir geceydi...
Aida operasının yazılış hikayesi de bir o kadar ilginç aslında... 1869 yılında Süveyş Kanalının açılışı şerefine harika bir opera binası yaptırılır Mısır'a; bu opera binasının yaptırılmasında başrolde Mısır Valisi Hıdiv İsmail Paşa vardır. Opera binasının açılışı için Verdi'den bir opera yazması talep edilir ancak Verdi reddeder. Daha sonraki yıl Mısır'da ki kazılarda bulunan tabletlerde anlatılan bir aşk hikayesi ünlü bir fransız arkeolog tarafından Verdi'nin kulağına çalınır ve Verdi bu hikayeden çok etkilenir Hıdiv İsmail Paşa'nın da tam desteği ile sonunda Aida can bulur...Batılı bir arkeolog , batılı bir müzik dehası ve zengin bir doğulu bir araya gelip sınırsız, kısıtlamasız imkanlar sunulunca böyle bir eser çıkıyor işte ortaya... 142 yıldır sahnelenen bir opera!!!

Dünya Prömiyerini 24 Aralık 1871'de Kahire'de yapar bu büyüleyici opera... Ülkemizde ilk kez Ankara'da 26 Mart 1958'de temsil edilir... Ve İzmirimiz de 21 Aralık'ta; İzmir Devlet Opera ve Balesi sayesinde bu büyülü operaya tanık olma şansı yakalar...

4 perdeden oluşan bu eserde; önce "esaret altında bir aşk" a tanık olacaksınız , daha sonra kahramanlarımızdan birini savaşa uğurlayacak ve "zafer" le dönüşünü izlerken Aida'nın zor seçimi karşısında kalbiniz biraz sıkışacak, istemeden yapılan "ihanet ve sıla özlemi"ni de izledikten sonra aşıklarımızın "firavunun laneti"ne boyun eğişini izleyeceksiniz... Konuyu önceden bilerek izlemeye giderseniz kendinizi hikayeye kaptırmak daha kolay olacağından; Amneris'in asla sahip olamadığı hep ikinci kadın olarak kaldığı sevdiği adamı huzur çığlıklarıyla uğurlarken Aida ve Ramades'in birbirlerinin kollarında sonsuzluğa gidişlerine eşlik ederken siz de biraz gözyaşı akıtacaksınız ... Şahsen ben dayanamadım ağladım...
Hikayede Mısır'ın komutanı Ramades, esir Prenses Aida'ya aşıktır... Zaten operanın başında Ramades'in Aida'ya ithafen yaptığı lirik romansla daha başta kendinizden geçiyorsunuz...Aida'nın işi ise daha da zor kendisi vatan özlemi çeken Mısır'da esir tutulan bir Etiyopya Prensesi o da Ramades'e aşık ama Ramades'in savaşıp zafer kazanmak zorunda olduğu kişi de babası yani Aida düşmana aşık... Zaten Ramades'e "zaferle dön" diye haykırdıktan sonra kendini bu ikilemin içinde kaybedişi içinize işleyecek... Amneris ise Mısır firavununun kızı, Ramades'e aşık tam bir ikinci kadın sendromu yaşıyor , güçlü ama kıskançlık onu yiyip bitiriyor, sonlara doğru Amneris Ramades'in onun olması koşulu ile herşeye razı aslında ama Ramades ölümü göze alarak başkasının olmuyor... Ve acı son geldiğinde aslında Amneris'in de ne kadar içten sevdiğini anlıyoruz Ramades için duaya geldiği sırada... Tabi o sırada Ramades'in Aida ile birlikte ölüme gittiğini onların ölümde bile ayrılmadığını bilse o kadar içten "huzur" diler mi bilemiyorum :)
Ama Amneris'e sempatim var belki harika bir mezzo soprano canlandırdığı için, belki sesi beni benden alıp başka dünyalara çekmeyi başardığı için bilemiyorum Amneris can benim için yüklenmeyeceğim fazla :) Zaten kadın seslerinde hep bir mezzo soprano takıntım var benim Maria Callas'ın da aslında bir mezzo soprano olduğu gerçeğini unutmayarak :)

O geceye ait bazı detaylara gelirsek; sırf araya sıkıştırmak için söylüyorum temsil Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi'nde buluştu bizlerle... AASSM'nin kuşbakışı görünüşünün keman şeklinde olmasını sempatik bulsamda , salonun akustiğinin tüm avrupada sayılı olduğunu bilsemde tüm bunlar çok güzel artılar olsa da OPERA İÇİN SEVİMSİZ bir yer orası Elhamra'da ki sıcaklığı bulamıyorsunuz asla ... Ama İZDOB'ta haklı tabi AASSM'nin sahnesi bile küçük gelirken Elhamra'da imkanlar çok daha kısıtlı. Özellikle Aida izlerken de farkediyorsunuz çünkü araya harika bir beden şov giriyor bale sanatçılarımız tarafından sergilenen ve opera ile balenin bu muhteşem birleşimine tüyleriniz diken diken oluyor:  sahne biraz daha büyük olsa neler yapabilirler acaba diye düşünmekten alamıyorsunuz kendinizi... Benim için şovun takım yıldızı Amneris ve o harika dans şovdu ... Büyülediler gerçekten...

Avrupalı büyük besteci Verdi'nin, Afrika'nın gizemli dünyasına girip anlattığı bu eseri izlemek isterseniz elinizi çabuk tutun derim çünkü yer bulmak gerçekten zor... Bundan sonraki temsil tarihleri:

22 Şubat Cumartesi AASSM 20:00
30 Mayis Cumartesi AASSM 20:00

GUNCELLEME
Yeni Sezon Temsil Tarihleri :1 Ekim Carsamba AASSM 20:00
1 Kasim Cumartesi AASSM 20:00
8 Aralik Pazartesi AASSM 20:00




Bu büyülü dünyayı yaşamımızı sağlayan İZDOB sanatçılarının her birine sağ elim kalbimde kocaman bir "eyvallah" !!!!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder