20 Şubat 2018 Salı

Veba / Albert Camus

Elimdeki kitap 1972 yılında basıldığı ve annemin pek değerli kütüphanesinden çıkıp benim kucağıma düştüğü için nostalji köşemde  fotoğraflandı... Keşke içinde anlatılanlarda "nostalji" olsaydı insanlık için ...
Canım Camus, sağolsun umudu toz zerrecikleri ile serpiştiriyor kitaplarına ara ki bulasın! 2.Dünya Savaşı'nın ardında bıraktığı ortamı düşününce onu anlamakta çok zor değil aslında...
Bu kitabı isterseniz gerçek bir Veba günlüğü olarak okuyun, isterseniz Fransızların Hitler ordularını "Kara Veba" olarak adlandırdığının bilinci ile bir faşizm direnişi olarak isterseniz Veba'yı tüm kötülüklerin metaforu olarak düşünüp öyle okuyun nereden bakarsanız bakın insan olmanın derinliklerine tanıklık edeceksiniz...
Hayatı sorgulamaya babasını sorgulamakla başlayan,tanık olduğu tüm vahşete rağmen hümanizden asla vazgeçmeyen herkesi kucaklayabilen Tarrou ile tanışacaksınız...Camus'nun tüm alaycılığı ile kahraman ilan ettiği Grand ile tanışıp en küçük uğraşın bile yaşamı değiştirebileceğini düşüneceksiniz...Tek başına mutlu olmanın utanılacak birşey olduğunu keşfeden Rambert ile huzur bulacaksınız...Ama en önemlisi yenilginin sonunun gelmeyeceğini bile bile,tüm inançsızlığına rağmen savaşan erdemin gücünü göreceksiniz Dr. Rieux'da...

Hepimiz vebalıyız sonuçta! "İnsanların uykusunun,vebalıların canından daha kutsal" olmadığını fark edin yeter!!!
....

....
Ve zihin bu sıçrar Nazım'a,

"Diyelim ki, dövüşülmeye değer bir şeyler için,diyelim ki, cephedeyiz.
Daha orda ilk hücumda, daha o gün yüzükoyun kapaklanıp ölmek de mümkün.
Tuhaf bir hınçla bileceğiz bunu,fakat yine de çıldırasıya merak edeceğiz belki yıllarca sürecek olan savaşın sonunu."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder